Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Pireler
berber iken, develer tellal iken… Çok uzak bir ülkede çok zalim ve
zengin bir Tüccar yaşarmış. Tüccarın yanında Sefiloğlan diye bir
çocukla babası çalışıyormuş. Tüccar bir kuruş bile vermeden onları
gece-gündüz köle gibi çalıştırırmış. Gel zaman-git zaman Sefiloğlan’ ın babası
bu çalışmaya dayanamayıp yatağa düşmüş. Tüccar, Sefiloğlan’ ı yanına çağırıp
"Babanın hastalığını iyileştiririm ama bir şartım var" demiş. Sefiloğlan
hemen atlamış "Ne isterseniz yaparım. Yeter ki babam iyileşsin".
Tüccar, "Güzel öyleyse... Çok uzaklarda, Kaf dağının ardında dünyalar
güzeli bir kız yaşıyor derler. Ama bu kızı ne gören olmuş, ne de yanına
ulaşabilen. Gidenler geri dönmemiş. Eğer o kızı bulup, benim karım olmasını
sağlarsan, o zaman babanı iyileştiririm" demiş. Sefiloğlan mecbur kabul
etmiş. Hazırlanıp, yola koyulmuş. Az gitmiş, uz gitmiş... Dere, tepe düz
gitmiş. Sonunda Kaf dağının arkasına varmış. Bir de bakmış ki ilerde
yaralanmış, acıyla kıvranan bir ayı var. Bu ayı çok korkunç gözükse de Sefiloğlan
korkusunu yenip ona yardıma gitmiş. Yarasını iyileştirmiş ve uzun zamandır su
içmeyen ayıya su almak için dereye gitmiş. Suyu alıp geri döndüğünde bir de
bakmış ki ayının yerinde dünyalar güzeli bir kız duruyor. Sefiloğlan korku ve
şaşkınlıktan ne yapacağını bilememiş. Perikızı, “sakin ol Sefiloğlan. Ben, kötü
kalpli bir cadının büyüsü yüzünden yıllardır ayı görüntüsündeydim. Bu büyüyü
ise ancak bana gönülden, iyilikle yaklaşıp yardım eden kişi bozabilirdi. “Şimdi
dile benden ne dilersen” demiş. Sefiloğlan, “Buradan çok uzakta benim hizmet
ettiğim bir Tüccar var. Eğer seni Tüccara götürebilirsem; hasta olan babamı
iyileştirecek” demiş. Perikızı bu teklifi kabul etmiş. Hemen yola koyulmuşlar.
Günlerce yol gittikten sonra Tüccarın evine varmışlar. Sefiloğlan “Ben sizin
istediğinizi yerine getirdim. Şimdi siz de babamı iyileştirin” demiş. Tüccar “Ben
öyle bir söz verdiğimi hatırlamıyorum. Hasta bir adamla onun sefil oğlu bir
işime yaramaz. Babanı da al git evimden” demiş. Sefiloğlan ne kadar yalvarsa da
nafile. Tüccar acımamış. Sefiloğlan babasını da alıp geceyi geçirecek bir yer
aramaya koyulmuş. Bu arada Perikızı, Sefiloğlan ve babasına yapılan haksızlığı
düşünüyor. Onlar için yapacak bir şeyler arıyormuş. Sonra aklına bir fikir
gelmiş. Kendisini sihirle yeniden ayıya dönüştürmüş. Yatağa uzanıp yorganı
üstüne çekmiş ve Tüccarı beklemeye başlamış. Tüccar odaya gelip yorganı açmış
ve kocaman bir ayıyla karşılaşınca o kadar korkmuş ki oradan, bir daha geri
dönmemek üzere kaçmış. Perikızı hemen Sefiloğlan ve babasını çağırmış. Hasta babaya
bir iksir içirip iyileştirmiş. Perikızı ile Sefiloğlan 40 gün 40 gece süren bir
düğünle evlenmişler ve Tüccarın evinde hep birlikte mutlu mesut yaşamışlar. Onlar
ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder