Bir varmış, bir yokmuş. Zamanlardan bir zaman ülkelerden birinde bir oduncu yaşarmış. Bu oduncunun da güzeller güzel bir kızı varmış. Oduncu odun keserek geçimini sağlıyormuş. Yine aynı ülkenin kralının iki oğlu varmış. İkisi de birbirinden yakışıklıymış. Ama birisi iyi kalpli alçakgönüllü ve gayet saygılı bir beyefendiyken diğeri yere bakan yürek yakan ve şeytan ruhlu bir kişilikmiş.
İyi kalpli prens bir gün oduncunun kızından haberdar olmuş. Babasına durumu anlatmış. Oduncunun kızıyla evlenebileceğini söylemiş. Babası ise duruma sıcak bakmış ancak komşu krallıkla arası bozulan kralın yeniden müttefik olabilmesi için oğullarından birini komşu kralın kızı ile evlendirmek üzere anlaşmış. Bu konuşmayı dinleyen kötü kalpli prens ise daha önceden kestirdiği oduncunun kızıyla kardeşi evlenirse kendisinin komşu kralın kızıyla evlenmek zorunda kalacağını bildiği için plan yapmaya koyulmuş. Aklına birçok şey gelmiş fakat herhangi birisini gerçekleştirmesi olanaksızmış. Sonunda kızı kaçırmaya, bir kuleye hapsetmeye ve kıza kayboldu veya öldü süsü vererek kardeşinin komşu kralın kızıyla evlenmesini bekledikten sonra kıza sahip olmaya karar vermiş. Yanında tuttuğu adamlara emir vererek kızı kaçırtmış ve yüksek bir kulenin en tepesine hapsetmiş. Kulenin kapısını da altından zincire vurmuş.
Kızı kaybolan oduncu perişan duruma düşmüş. Ne yaptıysa kızının bir izine ulaşamamış. En sonunda krala haber vermiş. Haberi alan kral ve iyi kalpli prensi askerlerini toplayıp arama yapmışlar. Hiçbir yerde bulamayınca ümidi kesen oduncu ve kralın iyi kalpli oğlu olmuş.
Bu sırada hala kulede tutsak eden kızı kötü kalpli prens sürekli kanırarak kendisiyle evlenmeye ikna etmeye çalışıyormuş. Ama kızın kalbi de iyi yürekli prenste olduğu için kabul etmiyormuş. İyi kalpli prensin komşu krala damat olduğunu, kendisiyle evlenirse sultanlar gibi yaşayacağı yönünde vaatlerde bulunsa da kız yine de ikna olmuyormuş.
Bir gecei oduncu rüyasında kızını görmüş. Karanlık bir kulenin tepesinde kurtarılmayı bekleyen kızı görünce ertesi sabah iyi kalpli prensin yanına giderek rüyayı anlatmış. Prens de bunun bir işaret olabileceğini düşünüp kızın hapsedildiği oduncunun rüyasındakiyle tıpatıp aynı olan kuleyi bulmuş. Kapısına gelince kulenin zincirlendiğini ve zincirin altından olduğunu görünce oduncuya geri dönmüş. Oduncu prense bir sihirli balta vermiş. Büyük bir kayayı ortadan ikiye yararmış. Prens, baltayı kaptığı gibi kulenin zincirlerini kırıp en tepesine çıkarak kızı kurtarmış. İyi kalpli prense kendisiyle evlenmek istediğini, kardeşinin kendisini buraya kilitlediğini ve evlenmek için ikna etmeye çalıştığını anlatmış. Prens bu anlatılanları aynen babasına söylemiş. Buna sinirlenen kral, oğluna bir ders olsun diye hapse attırmayı düşünmüş fakat aklına komşu krallıkla olan diplomatik ilişkileri aklına gelmiş ve onu evlendirmeye karar vermiş.
İyi kalpli prens ve oduncunun kızı mutlu mesut yaşamışlar. Komşu kralın çirkin kızıyla evlenmek zorunda kalan kötü kalpli prens ise zorla güzellik olmayacağını anlayarak kendi içinde cezasını bulmuş. Hepsi olmasa da, onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder