BİR SİNCAP
Ağaçların rüzgar sayesinde çıkan hışırtılar, bisikletli Murat'ın hızına hız katıp adeta kuş gibi uçuruyordu. Murat bisiklet sürmeye aşık biriydi. Yıllardr kullandığı bisikletini her geçen gün yeni şeyler takar, süslerdi. Bunun hakkında yeni şeyler keşfetmeyi sever, dergiler okurdu. Bir sabah, günün ilk ışıklarıyla birlikte bisikletiyle her zaman gittiği gazete bayiisine giderken sokağın sonunda, caddeye bakan tarafta siyahlı yaşlı bir amcanın bröşür dağıttığını gördü. Kıyafetlerinin özenliliğinden belliydi, bir kuruma aitti. Merakla yaşlı amcanın yanına gitti ve öğrenmek istedi.Bu, sinacapların gösterisiydi. Yani Murat yaşında bir grup çocuğun sincap kostümleriyle türlü türlü eğlencenin gösterisiydi. Gösteri yarın saat ikide Gençlik Opera ve Kültür Sanat Merkezi'nin karşısındaki salondaydı. Bütün bilgileri aldıktan sonra bayiiden dergisini alıp devam etti. Günü her zamanki gibi geçirdi. Ertesi gün kahvaltısını edip üstünü giydikten sonra yola çıktı. Giderken taze sıkılmış portakal suyu da aldı. Bisikletini park etti ve içeri girdi. Çocukları eğlendiriyorlardı. Çocuk perde arkasına geçti ve sincaplardan birinin ağladığını gördü. Murat yanına gidip neden ağladığını sordu. Sincap:
-Bu işe ölen çocuğum için girdim. Ve buraya gelen insanların güldüğünü görünce onu memnun ettiğimi hissediyorum.
Adam ağlayan gözlerini silerek başını çocuğa çevirince şaşkın bir şekilde kalakaldı. Çocuk ölen oğluna çok benziyordu. Aklına ilk gelen şey şu oldu:
-Benimle burada gösterilere çıkar mısın?
Belki de onu sık sık görebilmek için tek fırsat olduğunu düşündü. Çocuk sevinçten deliye döndü. Böyle bir şey hiç beklemiyordu. Birbirlerine sarıldılar ve günler çocuk için bisiklet sürerek, dergi karıştırarak, sahneye çıkıp eğlenip eğlendirerek geçmeye başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder