Bu Blog'da Ara

14 Ocak 2015 Çarşamba

Notalardaki yalnızlık

İlkbahardı hava ne soğuk ne sıcaktı çok ortaydı kararsızdı sanki , tıpkı benim gibi.Bisiklet meraklısı sayılmam ama bununla kafa dağıtmayı severim.Bindim mavi bisikletime başladım dolanmaya.Bisikleti ben almamıştım aynı apartmanda oturduğumuz o çok zengin ama sessiz adam vermişti bana.İlk elinde o bisikletle bizim kapıda gördüğümde çok şaşırmıştım.Bisiklet yeniydi siyah oluşunun dışında hoştu.Ben siyahı sevmezdim kasvetli gelirdi bana , ben mavi severdim , mavi huzur kokardı.Sonrasında para biriktirmeye başladım ikinci hafta bittiğinde ceplerimde bozuk paralar doluydu sanki arkamda kırk kişi varmış gibi koşmuştum. bisikletçiye.İçerisi boya ve tekerlek kokuyordu normaldi..Ceplerimdeki bozuk paraları masanın üzerine döküp nefes nefese kalan , tekleyen , o titrek sesimle ''Bisikletimi , bisikletimi maviye boyar mısınız ?'' demiştim.Bisikletimi kaldırdı içeriye yürüdü parayı saymamıştı bile bana dönüp gülümsedi ve ''Tamamdır , bir saat bekle.'' demişti. İçim kaynamıştı resmen , oturdum ve bir saat bekledim.Bir saat bir asırdı sanki.Elinde mavi bisikletimle gelmişti sonunda. Ya gerçekten çok güzeldi ya da kendimi kandırıyordum maviydi diye bilemiyorum.Eve gittiğimde evdekiler garip bir tepki vermişti , yanlış bir şey yapmışım gibi 'Nasıl yaptın bunu?' ''Hangi parayla?'' diye sorup duruyorlardı.Sonra öğrendim ki bu boyama işi baya pahalıymış o benim biriktirdiğim üç beş kuruş yetmezmiş,amca bana iyilik yapmış ne garip ben ise paramın üstüne konduğunu fazla para aldığını düşünmüştüm ama o an umursamamıştım. Bir korna sesiyle irkildim kahretsin dalmışım yine devam ettim yola.Opera salonunun oradan geçiyordum ah yine o komşumuz olan yaşlı amca.Her gün buraya gelmesine anlam veremiyordum başlarda sonra annem anlattı eski bir opera sanatçısıymış ne hoş.Müzikle aram iyidir diye bu konu ilgimi çekiyordu.Günler şöyle böyle geçiyordu.Bir akşam yine kapımız çaldı yine şu zengin , somurtuk , sessiz amcaydı. Beni yardım için eve çağırdığını söyledi. Başta annemde babamda kem küm etti ama sonunda dayanamadılar.Korkuyordum eve girdiğimde ilk başta garip bir kokuyla karşılaştım küf kokuyordu , hüzün kokuyordu.Ev siyahtı çoğunlukta , kendi gibiydi. Birden bir ses geldi çok korktum ama tabi ki belli etmemeliydim sonra ışıklar yandı rahatladım az da olsa.Bir köşede koca bir kafes vardı yaklaştım ve beyaz boyama kafesin içinde bir sincap gördüm , çok garipti.Sincap beslediğini gördüğüm ilk evdi hatta bence son olacaktı. O kadar sevimli bir hayvandı ki bu adamın hala sinirli olmasına inanamıyorum.Ben meraklı gözlerle etrafa bakınıyordum sağda solda çok fazla fotoğraf vardı , ne de çok gezmiş.Çok ilginç her fotoğrafta gülüyordu yanındakilerde öyle. ''Niye yanınızda değiller?'' diye sordum. Derin bir nefes çekti ve hikayesini anlattı.

 'Bir opera sanatçısıydım ben , işimde iyiydim , her şey harika gidiyordu , oğlum ben eşim çok mutluyduk bir gün boğazımda bir ağrı oldu ve doktora gittim.Ses tellerimde büyük bir sorun olduğunu ve artık şarkı söylememem gerektiğini söyledi.O an dünyam yıkıldı işte hayatım müzik üzerine kuruluyken hayatımı almak istediler. Eşimde opera sanatçısıydı benim.

O an istemeden ağzımdan 'O yüzden her gün Opera salonuna gidiyorsunuz' çıktı. Suratıma baktı ve 

'Hayatım elimden alınınca boşluğa düştüm eşim elimden tutacağına gitti ve aynı salonda çalışan arkadaşım Fikret ile birlikte oldu. Fikret benim yakın arkadaşımdı ve durumu çok iyi. Bisikleti de sana değil oğluma almıştım , doğum günüydü cesaret edemediğimden veremedim.Eşimin sesini özlediğimden her gün gider gizli gizli dinlerim.' dedi

Dolu gözleriyle bana bakıyordu bende ona , bir cevap bekliyordu sustum elinden tuttum çekmeye başladım , deli cesareti gelmişti adeta. Bisikleti de yanımızda götürüyordum , ne yapıyorum ben bile farkında değilim. Oldukça yüksek bir yere geldik 'Kendimiz için bir şey yapalım' dedim korktu elimi sıkıca kavradı ilerliyordum çünkü dahada ilerledim 'Yapma' dedi sadece sessiz ve sulu gözleriyle bir adım daha attım çekti bisikletimi attım beraber izledik uçuşunu paramparça oldu bisiklet döndüm gözlerine baktım 'Bak bisikletim geri gelemiyor sıkı tutamadım düştü işte. Sende git sıkıca oğlunun elini tut geri gelmiyor yoksa zaman kısıtlı' dedim gülümsedi sonra gülümsediğine inanamıyordum sonra yürüdük beraber bir bisiklet bana her şeyi öğretmişti...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder