Bu Blog'da Ara

12 Ocak 2015 Pazartesi

HAYAT SAVAŞI



HAYAT SAVAŞI

Şimdi yıllarca yanına bile uğramadığım yaşlı adamın sakalları kadar beyaz olan evinin içindeyim.Bizim uyumumuz siyah ile beyaz gibiydi yan yana duramayan ama birbirine karışan en güzel renkler.Daha çocukluğumdayken bile o beyazdı ben ise siyah, hep fikir ayrılıkları yaşardık.Ben hayatı küçüklüğümden beri bir savaş alanı olarak görürdüm o ise opera salonuna benzetirdi hayatı.Benim için yaşamdaki tek sanat savaştı, " hayat savaşı ".Zenginin fakiri ezdiği, güçlünün güçsüzü dövdüğü bu dünyada tek ve en önemli şey savaştır bu dünyada estetiğe ve kişisel zevklere yer yoktur. İşte bu yüzden bir asker olmak istiyordum. Orduya yazıldığımı ilk duyduğu zaman babamdan yediğim tokatı hiç unutmuyoru. O, belkide kendi babasının savaşta şehit olduğu için benim asker olmamı istemiyordu yada bana sürekli bahsettiği barış zırvalıkları yüzünden öyleydi.Tanrı bile insanları eşit yaratmamışken nasıl olurda barıştan, eşitlikten bahsedilebilirdi ki. İşte o tokat benim savaşımın başlangıç noktasıydı.


Orduya girdiğimde daha acemi bir asker iken kazandığım başarılar ile adımı bütün ülkeye duyurmuştum. Çocukken sincaptan korktuğum için babamın bana taktığı sincap lakabı orduda da peşimi bırakmadı, çok hızlı ve çevik olduğum için orduda ismim yerine sincap lakabıyla çağrılmaya başlandım, en üst rütbe generaller bile bana bu lakap ile seslenmeye başladıalr. O yıllarda babam ile birkaç kez mektuplaştık ama tavrı hala aynıydı, bir süre sonra mektuplaşmalarımız da kesildi bir daha hiçbir şekilde haber alamadık birbirimizde.Bu süre zarfında kendimi orduda iyice geliştiriyordum, savaş stratejilerini öğrendikçe daha da hırslanıyor ve kendimi kanıtladığımda rütbem artıyordu.Bir gün benim savaşımın dönüm noktalarından biri gerçekleşti, aşık oldum.O günden sonra hayatım değişti.Artık askerliği önemsemiyor sadece aşık olduğum kadını düşünüyordum. İçimdeki askerlik aşkı yerine başka bir aşk doğdu. Sevdiğime karşı olan savaşımı kazanamadım, sonunda evlendik.Aradan iki yıl sonra ikizlerimiz doğdu onlar biraz büyüdüklerinde babam ile tanıştırmak istiyordum fakat bir türlü gidemiyordum yanına belkide yıllar sonra onu tekrar görmekten korktuğum için gitmiyordum . İşte şimdi onun yanındayım yıllar sonra onun ölüm haberi ile döndüm buraya, şimdi karşımdaki bembeyaz sakallı, soğuk ceset benim babam.Bulunduğu yatağın yanındaki eskimiş komidinin üzerindeki mektubun içinde yazan son cümle bütün hayatımdan pişman olmamı sağladı.
" Oğlum, oralarda bir yerde seni bekliyor olacağım. "


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder