FAKİR
Fakirdi ailesi Alinin.Tek göz odalı bir gecekonduda oturuyorlardı.Babasının ciğerleri hasta olduğu için zorunlu olarak çalışamıyordu.Ali okul olmadığında simit satardı.Zaten ilk okulu da böyle zar zor bitirmişti.Daha sonra komşusunun yardımıyla bir lokantaya bulaşıkçı olarak alındı.Ali hayalini gerçekleştirmek için ilk adımı atmıştı.Eskiden lokantaların camları ardından gördüğü o güzel yemeklere kavuşmuştu.Artık günde 3 öğün karnı doyuyordu.Lokantada yemek pişiren Oğuz dayıyı göz hapsine almıştı.Ondan yemek pişirmeyi öğrenecek ve kendi de aşçı olacaktı,ve bunu kendi lokantasında yapacaktı.
Ali askere gitti,geldikten sonra şehrin işlek bir yerine lokanta açtı.Yaptığı yemekler çok lezzetli olduğu için lokanta müşterilerle dolup taşıyordu.Kazancı da iyiydi.Ara sıra muhtaç insanlar lokantaya gelirdi ve bedava yemek yerlerdi.
Lokantada çalışan garsonlar ve müşteriler Ali'nin öğle vakitleri boş bir masaya giderek masaya iki tabak bırakmasına bir anlam veremezdi.Onlar ne bileceklerdi yıllar önce sefaletin bitirdiği anne ve babasına Ali'nin armağanını...Hem onlar duyamazlardı ki,tabakları masaya bırakırken Ali'nin ''Bundan sonra aç kalmayacağız anneciğim ve babacığım.Alın yemeklerinizi karnınızı doyurun''diye mırıldandığını
Sevda Aleyna Sarı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder